Cevher-i Cemîl

Cemîl Bey’in mûsikî cevheri; halkın mûsikî üretmedeki gizemi, tasavvufun özü, garbın fantastik dinamizmi ve doğanın muhteşem armonisinden doğan izdivacın ürünüdür. M. H. CEVHER Giriş Cemîl Bey (1872-1916), yaşadığı dönemin mûsikî anlayışına uygun bir disiplin içerisinde, fıtraten verilmiş yeteneği şekillendirilmiş, meşk zincirinin bir halkası olarak mûsikîde yer edinmiş değildir. Başarısı tümüyle ‘gözlem’e dayalıdır. Geleneksel ifadelerin biçim“Cevher-i Cemîl” yazısının devamını oku

Kâtip Çelebi ve Mûsikî!

“Mühim olan, hepimizin hizmet ettiği bilimin gereklerine uygun olarak, bize önder olmuş bir başka bilim insanına, yalan yanlış isnat edilmiş gereksiz unvanları gerçeklerle buluşturmaktır. M. H. CEVHER GİRİŞ Asıl adı Mustafa bin Abdullah olan, Hacı Halîfe ünvanlı Kâtip Çelebi (1609-1657) malumunuz olmak üzere XVII. yüzyılın tüm dünya tarafından kabul görmüş üstün bir tarihçisi ve bilim“Kâtip Çelebi ve Mûsikî!” yazısının devamını oku

Two European Figures in the Ottoman Scene of Music: Wojciech Bobowski and Dimitrie Cantemir

17th Century can be evaluated as the most successful century of Turkish Traditional Music. The works on music like “Güfte mecmuası”, “Atrabü’l Âsâr”, “Seyahatname”, “Mecmua-i Saz ü Söz” and “Kitâbu ‘İlmi’l-Mûsikî ‘alâ vechi’l Hurûfât” written by Hafız Post, Şeyhülislam Esad Efendi, Evliya Çelebi,  Ali Ufkî Bey and Dimitrie Cantemir respectiveley in this era are each“Two European Figures in the Ottoman Scene of Music: Wojciech Bobowski and Dimitrie Cantemir” yazısının devamını oku

Hüseyin Sadettin Arel’in İzmir Güncesi

(İzmir Diary of Hüseyin Sadettin Arel) Öz Hüseyin Sadettin Arel (1880-1955), Türk musikisi tarihinin güzide simalarından biri olarak, 74 yıllık ömrünün her safhasını; üretmek, öğretmek ve anlatmakla geçirmiştir. Bugüne değin kaleme alınmış yazıların pek azında İzmir’de geçen yaşamına ilişkin ipucu bulunur. Oysa İzmir, çocukluk yılları ile avukatlık yıllarının çok önemli bir bölümüne ev sahipliği yapmıştır.“Hüseyin Sadettin Arel’in İzmir Güncesi” yazısının devamını oku

Fahriye Akşit, Zeki Duygulu ve bilinmeyen iki beste

Sevgi Akşit Baydemir’in, bendenizi ziyareti esnasında gözlerindeki nem hiç kurumadı. O kadar büyük bir saygı ve özlemle anlatıyordu ki, ilgilenmemenize imkan yoktu. 18 yaşında üvey evlat olduğunu öğrendiği zaman üzülmemişti. Asla ‘üvey’ sıfatını yakıştıramadığı annesi, küçük yaşta geçirdiği bir hastalık nedeniyle çocuk sahibi olamamıştı. Küçük yaşına rağmen, son zamanlarında ağırlaşan annesine, kimseye ihtiyaç duymadan, özenle“Fahriye Akşit, Zeki Duygulu ve bilinmeyen iki beste” yazısının devamını oku

Flavtacı Hacı Mahmûd Râtib Bey

Bir Muzıka-yı Humâyûn OnbaşısıFlavtacı Hacı Mahmûd Râtib Bey ve Meşhûr Kasîdesi A Corporal of Muzıka-yı Humâyûn,Flutist Hacı Mahmûd Râtib Bey and His Famous Kasîde Özet Mahmûd Râtib Bey, edebiyat ve musiki tarihimizin çok renkli sîmâlarından biridir. Muzıka-yı Humâyûn’da flavta çalmış, oradan emekli olmuştur. Şiire merakı nedeniyle kaleme aldığı her beyit takdir edilmiş, güfteleri bestelenmiş ve“Flavtacı Hacı Mahmûd Râtib Bey” yazısının devamını oku

Geleneğin farkına varmak

Geleneksel Türk müziğinin daha ileri götürülebilmesi konusu, yıllardır pek çok ortamda tartışılmış, tutarlı ya da tutarsız pek çok fikir üretilmiştir. Üretilen tutarsız fikirlerin temel yanlışının, esasa ilişkin yapılmış olduğu görüşünü taşımaktayız. Gelenek; bozulmaması gereken öz, bu özü taşıyan, gerçekten uzun yıllarca şekillenerek günümüze ulaşabilmiş çileli bir başlangıçtır. Pek çok olası gelişmenin bu gelenek üzerine bina“Geleneğin farkına varmak” yazısının devamını oku

Onur Akdoğu

Müzikolog, besteci, koro şefi ve udî Onur Akdoğu, 17 Temmuz 1947’de İzmir’de doğdu. Müzikle ciddi ilk ilgisi, aynı zamanda ingilizce öğretmenliğini de yapan Mahmut Kudret Özarı’nın isteklendirmesiyle 1963’te gerçekleşti. 1968’de müziğin bilimsel boyutuyla ilgilenmeye başladı. Aynı yıl Hava Harbokulu’nu, 1969’da Hava Lisan Okulu’nu, 1970’te de Hava Muhabere-Elektronik okulunu bitirdi. 1972’de Sedâ adıyla bir müzik bülteni“Onur Akdoğu” yazısının devamını oku

Mustafa HOŞSU

BİR HALK MÜZİĞİ DUAYENİ 11 Nisan 1927’de, Eskişehir’de doğdu. Babası, Kuyumcu Hacı Mehmet, annesi Sabriye Hanım’dır. 1940’da, Eskişehir Necatibey İlkokulunu,  1943’de Eskişehir Lisesi orta kısmını ve 1946’da ise yine aynı okulun lise bölümünü tamamladı. Dönemin maddi küçlükleri içinde yüksek tahsile devam edemedi. Müzikle ilk tanışması, ilkokul yıllarında, dayısı İsmail Beyin arkadaşı Sarı Yunus’un aile meclisinde“Mustafa HOŞSU” yazısının devamını oku

Enderuni, Yüzbaşı, Hafız Hüsnü Efendi

Doğumu: 1858’de İstanbul’da Üsküdar’da Harem semtinde Selimiye Mahallesi’nde Tekke Sokağı’ndaki evlerinde doğdu. (Yenigün, 1971: 11) Ailesi: BabasıÜsküdar’da Selimiye mahallesi İskele caddesinde bulunan Defterdar Tahir Efendi Camii’nin imamı Mehmet Hakkı Efendi’dir. (İnal 1958: 187) (Rona 1960: 48) (Yenigün, 1971: 11) (Aksüt 1993: 259)] TorunuHafız Hüsnü Efendi’nin kızı (adı meçhul) Hasan Ferit Bey ile evlendi. Onlardan iki“Enderuni, Yüzbaşı, Hafız Hüsnü Efendi” yazısının devamını oku